Erdoğanland macerası, Enverland
macerasına dönüşüyor! R. T. Erdoğan'ın bütün ilkel toplumları İslam bayrağı
altında birleştirme macerası iflas yolunda... AKP rejimi, generalleri Suriye'ye
sokmadığı müddetçe kelleyi kaptırabilir!
Erdoğan'ın Kuzey Afrika
gezisinden vazgeçmemesi Suriye'ye giriş planlarının ne kadar ciddi bulduğunu
gösteriyor. Esas amaç Esad değil, ''kafir'' orduyu bir yerlere sokup onlardan
bir an önce kurtulmaktır...
Erdoğan Ağustos'taki kritik akeri
şura öncesi, cellatlarından kurtulmak istiyor.
Arap aşiret
liderleri Ali, Ömer, Osman, Ebu Bekir, Muaviye ve Yezid ve sonraları Osmanlı
halifeleri döneminde, büyüme gelişme genellikle kan bağı yaratılarak
sağlanıyordu. Osmanlının ortaya çıkışı aynı bu yolu izledi. Osman' ın oğlu
Orhan, bir Bizans prensesi ile evlendirildi ve böylece Osmanlı dünyaya gözünü
açtı.
Ne yazık ki bu ''kutsal'' insanları normal bir yolla birleştirmek mümkün
değilmiş!
İslam
politik ideolojisinin lideri Muhamet, Arap ulusunu yaratmak için
Ali, Ömer, Osman, Ebu Bekir, Muaviye, Yezid ve tüm geri kalan yöneticileri, kız
alıp verme denilen ilkel bir gelenekle birbirine bağladı.
Muhammet, Ebu Bekir'in damadı.
Muhammet, Ömer'in damadı.
Osman, Muhammed'in damadı.
Ali, Muhammed’in damadı.
Ömer, Ali'nin damadı.
Muaviye, Muhammed’in kaynıdır.
Yezit, Muhammed'in kaynı olan Muaviye'nin oğludur.
Bu durumda
Osman’ın ve Ali'nin çocukları Hz. Muhammed'in torunlarıdır.
Ömer'in, Ali'nin kızı Gülsüme'den doğan çocukları Ali'nin torunlarıdır. Gülsüme Ali'nin kızı, Muhammed'in torunudur.
Ömer'in çocukları Muhammed'in kayınlarıdır.
Osman, Ali'nin çocukları, Hasan ile Hüseyin'in teyzesinin eşidir.
Muaviye, Ali'nin eşi Fadime'nin dayısı.
Muhammet, Ömer'in damadı.
Osman, Muhammed'in damadı.
Ali, Muhammed’in damadı.
Ömer, Ali'nin damadı.
Muaviye, Muhammed’in kaynıdır.
Yezit, Muhammed'in kaynı olan Muaviye'nin oğludur.
Bu durumda
Osman’ın ve Ali'nin çocukları Hz. Muhammed'in torunlarıdır.
Ömer'in, Ali'nin kızı Gülsüme'den doğan çocukları Ali'nin torunlarıdır. Gülsüme Ali'nin kızı, Muhammed'in torunudur.
Ömer'in çocukları Muhammed'in kayınlarıdır.
Osman, Ali'nin çocukları, Hasan ile Hüseyin'in teyzesinin eşidir.
Muaviye, Ali'nin eşi Fadime'nin dayısı.
Demek ki bugün yüz
milyonlarca insana hükmeden Muhamet idolojisi o zaman bir kaç aşiret ileri
gelenini bile bir araya getirmekte yetersiz kalmış!
Yezid, Hz. Muhammed’in kaynının oğludur.Görüldüğü gibi Ali, Ömer, Osman, Ebu Bekir, Muaviye ve Yezid hepsi birbirine birer kan bağı ile kenetlendirilmişler. Bu yapaydır, sunnidir. Demekki bu sözde ''kutsal'' insanları normal bir yolla birleştirmek mümkün değilmiş!
Yezid, Hz. Muhammed’in kaynının oğludur.Görüldüğü gibi Ali, Ömer, Osman, Ebu Bekir, Muaviye ve Yezid hepsi birbirine birer kan bağı ile kenetlendirilmişler. Bu yapaydır, sunnidir. Demekki bu sözde ''kutsal'' insanları normal bir yolla birleştirmek mümkün değilmiş!
Toplumların
uluslararası entegrasyonu dururken, Avrupa kültürüne entegrasyon dururken,
çöllerde serseri mayın gibi izole hayat yaşayan Bedevi kalıntısı ilkel
toplulukların yalan dolanla abartıp günümüze kadar bölge halklarına zorla
dayatıkları savaş ve yağmalama kültürüne sarılmak, kabile şeflerinin
hikayelerinde kutsallık aramak, bunların ideolojileri ile devlet yönetmeye
kalkmak sonuçsuz kalmaya mahkümdur.
Aleviler,
kendilerini bu saçma sapan İslamist ideolojilerden kurtarıp özgür bir toplum
haline gelmelidirler.
Türkiye' de Dersim
alanı dışında Alevi'lerin çoğunluk sağladığı şehir kalmadı.
1925 yılında
Mustafa Kemal’in çıkarmış olduğu yasayla Alevilik yasaklandı. Aleviler zorla
asimile edilerek 13 şehirden göçe zorlandılar, boş kalan alanlara ise Balkan ve
kafkas göçmenleri yerleştirildi... Aleviler kendi inançlarını yaşayamadılar.
1960’lara kadar Aleviler toplanamazdı. Cem yapamazlardı. Cem yapmak yasaktı. Cem
yapabilmeleri için köyün etrafına nöbetçiler yerleştirilirdi. Cemler gizli
yapılırdı.
1990 yıllarına kadar bu ülkede Kürt olmak ‘ta suç sayılıyordu. Kürtçe kaset bile çıkarmak suçtu. Kürtçe bir kaset çıkarmanın yolu cezaevinden geçerdi. Ahmet Kaya “Kürtçe bir klip yapacağım” dediği için hakkında onlara yıl hapis istendi. Osmanlı da oyun çoktur. Dün Alevileri Sünnileştirmek için çakma Ehl-i Beyitler yetiştirdiler, günümüzde ise Kürt’leri Türkleştirmek için “köy korucusu” yetiştirdiler. Ve bugün köy korucularının görevi ne ise o dönemlerde Anadolu Alevi’sinin yoğun olarak yerleştiği bölgelere gönderilen Ehl-i Beyitlerin görevi o idi Alevileri Sünnileştirmekti.
1990 yıllarına kadar bu ülkede Kürt olmak ‘ta suç sayılıyordu. Kürtçe kaset bile çıkarmak suçtu. Kürtçe bir kaset çıkarmanın yolu cezaevinden geçerdi. Ahmet Kaya “Kürtçe bir klip yapacağım” dediği için hakkında onlara yıl hapis istendi. Osmanlı da oyun çoktur. Dün Alevileri Sünnileştirmek için çakma Ehl-i Beyitler yetiştirdiler, günümüzde ise Kürt’leri Türkleştirmek için “köy korucusu” yetiştirdiler. Ve bugün köy korucularının görevi ne ise o dönemlerde Anadolu Alevi’sinin yoğun olarak yerleştiği bölgelere gönderilen Ehl-i Beyitlerin görevi o idi Alevileri Sünnileştirmekti.
Ali-Ömer-Osman-Ebubekir arasında başgösteren taht kavgalarına dayanan bu
hizipleşme 1400 yıldan beri milyonlarca insanın ölümüne yol açtı. Ortadoğu'da
Hristiyanların mirasına konarak yayılan Müslümanlık, onların bölünüp
hizipleşmesini kopyalamakla kalmadı, üstelik bunu en uç noktaya götürerek, çok
adi, tamamıyla kriminal bir ortam yarattı. Ali, Osman, Ömer, Bekir ve diğer Arap
aşiret liderleri arasındaki rant kavgalarında sağ çıkan olmadı, bunlar
birbirlerini öldürmekle kalmadılar, yığınla insanıda kutsallık adına felaketlere
sürüklediler...
İslam'ı
kuran guruplar tamamıyla aşiret ve aynı soydan gelen kabilelerin şimdiki mafya
örgütlenmesi dışında özel bir durumları yoktur: yöntemleri ilkel bir metot
olan kan bağı kurmaya dayanıyor, yani herkes birbirinin kızını alarak vererek
mafya örgütlenmesine giriyor...
Muhamet'in 632 yılında ölümünden sonra, Ebu Bekir halife oldu. Onun
zamanında fetihler devam ederek; Bahreyn, Irak’ın bir kısmı ve Suriye’nin bir
bölümü fethedildi. Yağma ve talanlarla iştahları açılan Arap kabileleri artık
durmak bilmiyorlardı...İslâm'la birlikte Arap Yarımadası'nda otorite olan Vahabi
kabilelerin kendi aralarında ki kan davaları, müstakil olarak birbirinden
intikam almaları durdurulmuş, önlerine yeni hedefler konulmuştur. Gasp, soygun,
içki, kumar, fuhuş, hırsızlık, yetim malı yemek, kan dökme, intikam, yalan, kin,
haset, kibir dışında hiç bir iyisi olmayan acımasız Arap kabilelerin önlerine
konulan bu yeni hedeflerle, dikkatleri komşu ülkelerin zenginliklerini yağma ve
talana çekilmiştir.
Egoist Arap liderlerinin Muhamet'in mirası için başlattıkları kanlı kavgalar biçim değiştirerek devam ediyor...Halifeliğe soyunan Arap liderleri it dalaşında can vermelerine rağmen, ortaçağın karanlığında yaşayan Ortadoğu ve Afrika kabileleri onlarda ''kutsallık'' yaratarak İslam mezheplerini oluşturmuşlardır.
Egoist Arap liderlerinin Muhamet'in mirası için başlattıkları kanlı kavgalar biçim değiştirerek devam ediyor...Halifeliğe soyunan Arap liderleri it dalaşında can vermelerine rağmen, ortaçağın karanlığında yaşayan Ortadoğu ve Afrika kabileleri onlarda ''kutsallık'' yaratarak İslam mezheplerini oluşturmuşlardır.
Başlangıçta asalak Bedevi'lerin aktif rol oynadıkları bu rant kavgalarının
politik ve askeri stratejileri temelinde şekillenen fraksiyonlar-hizipler
ortaçağ karanlığında milyonlarca insanı etkilerine alarak bütün kıtaları sardı.
Göçebe Orta Asya Türk'lerinin de zorla bu hiziplere çekilişi, Arap yağma talan
ideolojisinin dünyadan izole edilmiş bu türden ilkel boy, soy ve soplara
aşılanması, başka halkların İslam adına köleleştirilmelerinin hak olduğu, Bizans
ve Pers alanlarındaki zenginliklere zorla el koymanın mübah olduğu, bunun
''Allah'ın Müslümanlara verdiği bir rısk'' olduğunun din iman adına propoganda
edilişi, bu mezheplerin çığ gibi büyümesini beraberinde getirdi... Yağma ve
talandan pay almaya çalışan ilkel kitleler her zaman bu mezheplerden birine
yaslanıyor, Müslümanlık da hızla büyüyerek bölgeye hakimiyetini sağladı.
Bugün
Türkiye’de müslümanlaşan yerli halkların eski çöl örf ve adetleri Araplar’dan
daha şiddetle savunmaları Arap milliyetçiliğinin ne kadar başarılı olduğunu
göstermektedir. Müslümanların başı Erdoğan’ın eğer Ali önderliği kabul edilyorsa
bende Aleviyim derken neye parmak basıyor? Abbasi döneminde kaleme alınan
Buhari, Müslim gibi Ehli-Sünnetin benimsediği hadis kitapları, yine aynı dönemde
kurulup, yayılan Hanefi, Şafi , Maliki, Hanbeli gibi mezhepler Arap
milliyetçiliğini kitlelere sünnet ve sevap nitelendirmeleriyle yutturmuşlardır.
Hiristiyan ve Yahudi zenginliklerini ele geçirmek için
İslam denen yeni bir dinin yaratılması tamamıyla Arap aşiretlerinin savaş
stratejisinin ideolojik-politik temelini oluşturdu. İdolojik alanda çoğu yaşlı
karısı tarafından geliştirilen bu sistemin kaderi tarihteki benzerlerinden
farksız oldu. Muhamet’in ölümünden sonra ganimet gelirlerinin azalması orduda
memnuniyetsizlikler ve isyanların başlamasına neden oldu. Osman döneminde
yaşanan bu olaylar sonucunda terör faaliyetleri başlamıştır. Ele geçirilen
ganimetlerin paylaşım sorunu, mevki ve çıkarlar,taht kavgaları karışıklıklara ve
daha fazla yağmalama anlamına gelen fetihlerin durmasına neden olmuştur. Osman
iktidar kavgasında öldürüldü. Ali halife seçildi, Osman’ın katilleri iyi
örgütlenmişti…Karşı kliğe yaslanan Muaviye ve Ayşe, Ali’nin halifeliğini
tanımadılar. Bu resmen politik bir kavgadır, bunun neresi kutsallık içeriyor.
Ali Osman kavgası, o dönemin aşiret reisleri arasındaki kavgalar, mafia
çetelerinin dalaşmalarından farksızdır. Ayşe’nin önderliğindeki Mekke grubu ile
Ali grubu arasında Cemel Savaşı yapılmıştır. Taht için herşeyi göze alan çete
liderleri arasında yapılan bu savaşı Ali kazanmıştır. Muaviye’nin başını çektiği
Şam grubu ile Ali arasında Sıffin Savaşı yapılmıştır. Hakem Olayı’ndan sonra
iktidar kavgaları yoğunlaşmış, daha fazla siyasal gruplar ortaya çıkmıştır.
Ali’de hayatını iktidar kavgasında, yağma ve talandan ele geçirilen ganimetlerin
paylaşım kavgasında yitirmiştir. O dönemin bütün Arap liderleri bu türden taht
kavgalarına bulaşmış ve birbirlerini acımasızca katletmişlerdir.
Sadece haca gitme adı altında örgütlenen ve yıllık Türkiye bütçesinden daha fazla gelir sağlayan İslam hac ticareti göz önüne alındığında Suudi Bedevilerinin ve diğer Arapların kılıççı Ali’ye tapmaları normalin ötesinde olağanüstü derecede önemli ekonomik politik çıkarları öngören çekirdeksel bir işlevdir. Avrıupa’da yaşayan Türklerin hac görevi adına Suudi bedevilerine bıraktığı yıllık haraç ortalama 5.8 milyar Euroyu bulmaktadır. Buna karşılık Türklerin Araplaştırılması için bin bir ad altında faaliyet gösteren İslami örgütler yalnızca Almanya da 11 000 e yakın cami kurup Türkiye’nin avrupadan kovulmasının alt yapısını sağlamaktadırlar.
Konu bu kadar açık iken AKP liderlerinin Suudiler desteğinde, Suriye'ye saldırı planları yapmaları, oraya onbinlerce terörist örgütleyip sokmaları, bu cellatların yağcılığını yapmaları, bedavadan bunlara daha fazla etki alanlarının yaratılmasını sağlayan idolojik politik süreclerde yer almaları bir suçtur.
Sadece haca gitme adı altında örgütlenen ve yıllık Türkiye bütçesinden daha fazla gelir sağlayan İslam hac ticareti göz önüne alındığında Suudi Bedevilerinin ve diğer Arapların kılıççı Ali’ye tapmaları normalin ötesinde olağanüstü derecede önemli ekonomik politik çıkarları öngören çekirdeksel bir işlevdir. Avrıupa’da yaşayan Türklerin hac görevi adına Suudi bedevilerine bıraktığı yıllık haraç ortalama 5.8 milyar Euroyu bulmaktadır. Buna karşılık Türklerin Araplaştırılması için bin bir ad altında faaliyet gösteren İslami örgütler yalnızca Almanya da 11 000 e yakın cami kurup Türkiye’nin avrupadan kovulmasının alt yapısını sağlamaktadırlar.
Konu bu kadar açık iken AKP liderlerinin Suudiler desteğinde, Suriye'ye saldırı planları yapmaları, oraya onbinlerce terörist örgütleyip sokmaları, bu cellatların yağcılığını yapmaları, bedavadan bunlara daha fazla etki alanlarının yaratılmasını sağlayan idolojik politik süreclerde yer almaları bir suçtur.
Türk ordusunda ki
Alevi kökenliler, 'barışçıl' yollan temizlenirken, Suriye'de bunun silahla
olacağı gerçeği göz ardı edilemez, gerisi benzer bir tablo! Şu anda AKP' yi
destekleyen geniş Alevi kitleleri kendilerini bekleyen felaketlerin farkında
değiller!
1200 ile 1700
yılları arasında Anadolu topraklarında resmi rakamlara göre 810 bin Alevi
Osmanlılar tarafından katledildi. 1700 yıllarından sonra, Osmanlılar
katliamlarla bitiremedikleri Alevileri asimile etmek için yeni bir oyun
sergilediler. Özel olarak 800 dolaylarında çakma Ehl-i Beyt dedeler
yetiştirdiler. Bunlara Ehl-i Beyt unvanını verdiler. Alevilerin yaşadığı
bölgelere göndererek "esas Müslüman biziz" propagandasını yaydılar. Bununla da
yetinmediler var olan Kuran-ı Kerim için “bu gerçek değil gerçeği Mısır’dadır,
Kuranda namaz yoktur, cami yoktur. Ali namaz kılmazdı, yolumuz Ali'nin yoludur”
söylemiyle zaman içinde Alevileri, buna inandırdılar.
Osmanlı’nın
Anadolu’yu istila ettiği yıllardan beri, “Kızılbaş” olarak adlandırılan Anadolu
Alevilerinin “Katli vacip, malı namusu helal” fetvaları ile yüz binlerce Alevi
katledilerek bugüne gelinmiştir.
Üç asır Osmanlılara direnen Aleviler, çok ağır bedeller ödediler. Yavuz Selim Katliamı’ndan sonra, Aleviler zorunlu olarak -kerhen de olsa- İslam’ı kabul etmiştir. O tarihten sonra Alevileri Müslümanlaştırma politikası izlendi. Merkezine insanı koyan bir inancı yanlış yere oturtmaya çalıştılar. O kadar ileri gidil ki, Ali ile Ömer, Yezid ile Hüseyin’in arasındaki iktidar kavgasını ‘’Alevi Yolu’’ diye Alevilere anlatıldı. Amaç: Bu yolla Alevilere İslam’ı benimsetmek ve asimle etmek!
Üç asır Osmanlılara direnen Aleviler, çok ağır bedeller ödediler. Yavuz Selim Katliamı’ndan sonra, Aleviler zorunlu olarak -kerhen de olsa- İslam’ı kabul etmiştir. O tarihten sonra Alevileri Müslümanlaştırma politikası izlendi. Merkezine insanı koyan bir inancı yanlış yere oturtmaya çalıştılar. O kadar ileri gidil ki, Ali ile Ömer, Yezid ile Hüseyin’in arasındaki iktidar kavgasını ‘’Alevi Yolu’’ diye Alevilere anlatıldı. Amaç: Bu yolla Alevilere İslam’ı benimsetmek ve asimle etmek!
Altı yüz seksen
yılında Hüseyin’in Kerbala’da Yezid tarafından katledilmesi, Anadolu
Alevilerinin zihinlerini bulandırmak ve Alevileri asimle etmek için en etkin bir
silah olarak kullandılar. Bundan da başarılı oldular. Öyle ki Aleviler
Anadolu’da İslam’a direnen kendi pirlerini bile anmaz oldular.
Alevi olmayan,
namaz kılarken öldürülen Ali, camide çıkmayan oğlu Hüseyin’i Alevi yaptılar.
Alevileri kendi değerlerine yabancılaştırdılar. Alevileri asimle etmek için
“esas Müslüman Alevilerdir” propagandasını en etkin bir biçimde kullandılar.
Milyonlarca Alevi’yi Sünnileştirdiler.
Öyle ki zamanla
sistem ‘’kendi Alevi’sini’’ yarattı. Sistemin Alevileri ‘’Cuma günleri namaz
kılmak Aleviler için farzdır’’ propagandasını yaptılar. Alevileri camilere
götürdüler. Müslümanlığı reddeden camiye gitmeyen Aleviler katledildi. Bugün de
sistem bazı Alevilere bazı imkânlar tanıyarak, kullanmaya devam ediyor.
Dünya’nın hiç bir
yerinde, insanlar Atalarını katledeni, inancına zulüm yapanı, inançlarına yasak
getireni, dergâhlarını kapatan kişiyi asla sevmezler. İnançlarını yasaklayan
kişinin resmini evine ve ibadet ettikleri yere asmazlar. Kendi cellâdını
çocuklarına kurtarıcısı gibi göstermezler. Aleviler bu hatayı yaptı.
Biz atalarımızın
düşmüş olduğu hataya asla düşmeyeceğiz. Geçmişimize bakıp ders çıkarmak
zorundayız. Dostumuz kim, düşmanımız kim çocuklarımıza anlatmak zorundayız. Bunu
anlatamazsak dün atalarımız katledildi, bugün bizler, yarın’da çocuklarımız
katledilir. Alevileri dün Osmanlı katletti bugün ise Kemalizm…
Mustafa Kemal
Cumhuriyeti kurarken, en büyük desteği Alevilerden almıştır. Mustafa Kemal kendi
sistemini kurduktan sonra, 1925’de meclis’te özel bir yasa çıkararak, Alevileri
yok saydı. Alevi dergâhlarının tamamını yasakladı. Alevilere ihanet etti.
Bununla kalmadı Alevilere yönelik yeni katliamlar gerçekleştirdi.
Dersim’de on
binlerce alevi katletti. Atalarımız kendi ibadetlerini yaşayamaz oldular. Yeni
nesil bunları bilmez. Bir köyde Cem yapılacaksa, köyün bütün giriş çıkışları
kontrol altına alınırdı. Nöbetçi bırakılırdı. Devlet görmesin diye. 1990
yıllarına kadar Alevi gençlerin çoğu Cem nedir bilmezdi. Ne acıdır değil mi?
Böyle bir zulüm olur mu? İşte Kemalizm budur. Ama çocuklarımız bunu bilmiyor.
Mustafa Kemal,
Sünni bir inancı savunuyordu. Bugünkü diyanetin temelini o attı. Camileri
serbest bıraktı, ‘’Devletin resmi dini İslam’dır’’ dedi. Alevi dergâhlarını
yasakladı. Nüfus cüzdanına din hanesini ekleyerek; Alevileri Müslüman
gösterdiler. Bugün Tayyip Erdoğan ‘’Türkiye’nin yüzde 99 Müslüman’dır, ibadet
yerleri Camidir ‘’diyebiliyorsa Alevilerin kimliklerine Müslüman yazıldığı
içindir.
Mustafa Kemal
Irkçı, faşist, Turancı, Sünni mezhebine dayalı Faşist Türk devletinin
temellerini attı ve geliştirdi. Bu ülkede yaşayan başta Kürt ulusu olmak üzere
herkesi yok saydı. ‘‘Ne Mutlu Türk’üm’’ diyerek herkese tek tip elbise giydirdi.
1925’de Alevi dergâhlarını kapatan yasayı çıkarınca atalarımız yeterince tepki
göstermemiştir.
Var sayalım ki o
zaman koşullar buna müsait değildi. Sindirilmiş bir Alevi toplumu vardı. Sessiz
kalındı. Peki, Alevilerdeki Kemalizm hayranlığını nasıl açıklayabiliriz?
Atalarımız hata yaptılar, hala bu yanlışta diretenler var. Dergâhlarımızı
kapatan, Dilimizi, inancımızı yasaklayan Mustafa Kemal’i bize yanlış tanıttılar.
Yazıktır günahtır. Doğruları anlatmak, hem insanlığın hem de inancımızın
gereğidir.
Hani bir söz
vardır; insanlar kendi cellâdına âşık olur mu? Diye. Evet, Aleviler kendi
cellâtlarına âşık oldular. Bugün her Alevinin evinde ve Cemevlerinde Mustafa
Kemalin ve Ali’nin resmi var. İşte bugün Alevi gençleri bunu sorguluyor.
Hangi Alevi’ye sorsan;
‘’Şeriata karşı mısın?’’
‘’Evet, karşıyım’’ der.
Ama hiç kimse şu soruyu kendisine sormadı. Ali kim? Ali nasıl bir yol izlemiş yaşamı boyunca Aleviler için ne yapmış? Ali, Muhammet, Ebubekir, Osman ve Ömer’den sonra şeriatı en güzel tatbik eden kişidir. 4. Halifedir. Şeriatın egemen olmasında en çok onun emeği vardır. Alevilerin düşman olarak gördükleri 3. Halife olan Ömer in de kayınbabasıdır.
Hangi Alevi’ye sorsan;
‘’Şeriata karşı mısın?’’
‘’Evet, karşıyım’’ der.
Ama hiç kimse şu soruyu kendisine sormadı. Ali kim? Ali nasıl bir yol izlemiş yaşamı boyunca Aleviler için ne yapmış? Ali, Muhammet, Ebubekir, Osman ve Ömer’den sonra şeriatı en güzel tatbik eden kişidir. 4. Halifedir. Şeriatın egemen olmasında en çok onun emeği vardır. Alevilerin düşman olarak gördükleri 3. Halife olan Ömer in de kayınbabasıdır.
Güneş balcıkla
sıvanmaz, masal anlatarak okur- yazarı olmayan temiz kalpli insanları, yıllarca
İslam’ın cenderesine hapis ettiniz. Onları kandırdınız. Ama artık yolun sonu
göründü. “Alevilik İslam’ın Özüdür” diyenler sistemde beslenen sistemi
karşılarına almak istemeyen tuzu kuru olan, kendi aslını inkâr edenler. Alevi
gençleri bunların kim olduklarını artık biliyor ve tanıyor.
Bugün Alevi
gençliği hem tarihi ile hem de hurafecilerle hesaplaşıyor. Aleviler için yeni
bir süreç başladı. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Okuyan, araştıran,
sorgulayan bir gençlik yetişmektedir. Osmanlının Alevileri asimle etmek için,
“Esas Müslüman Alevilerdir” gerçekleri yansıtmadığını Alevi gençliği görebiliyor
ve sorguluyor.
Artık hiç bir şey
eskisi gibi olmayacak. Alevi gençleri kendi tarihleriyle yüzleşiyor. İslam’dan
binlerce yıl önce var olan bir inancı İslam la birlikte var olmuş gibi
gösterenleri yargılıyor.
Artık hiç bir şey
eskisi gibi olmayacak. Aleviler İslam’ı değil kendi inancını yaşayacaklar.
Baasçılar daha
önce Arap ırkçılığı altında insan bile kabul edilmeyen Kürtler'e, onları
karşılarına almamak için beklenmedik bir şekilde otonomi verdiler. AKP- sivil
Asker zinde güçler, bu taktiğin tuttuğunu görünce kendileri de hemen 180 derece
çark ederek, 35 yıldan beri en büyük düşman diye ilan ettikleri PKK'yi yanlarına
aldılar, lider diye lanse ettikleri kişiyi de yeni görevler verdiler. Suriye
örneğini kopya etmeye çalışmaları, bu iki ülkedeki durumun benzerlği konusunda
yeterli bilgiyi sunuyor. Kemalizm ve onu temsil eden devşirmeci kalıntısı ordu
sayesinde kurtulduklarını sanan Alevi kitleler, önümüzdeki dönemde
hızlandırılacak siyasal islam proje-planlarının hedefleri olacaklardır. Sahte
dedeler ve Alevi örgütlerine verilen sus paylarının sonu görünüyor. Sunni
siyasal İslam tekçi olduğu için, Alevilerin varlıkları konusunda endişe
duymaları ve Sunnileşen bir orduya da artık güvenememeleri, yeni tercihleri
gündeme getirecektir.
Sevgi ve
Saygılarla
Entegrasyon Komitesi İsviçre- Vevey
----------------------------------------------------------------------
Esin Duran,
Selda Suner,
N. Gök,
----------------------------------------------------------------------
Esin Duran,
Selda Suner,
N. Gök,
Ferdi koçkar
Yeliz seren
Pelin Moda,
Bedri Engin,
Nazmi Dogan,
Sevda Suner
Sezer Aşkın,
H. Datvan,
Salih Demir,
Nizamettin Duran
A. Demir
Melahat Baykara,
ismail çekmez.
Aydin Nizam
Uğur Demir
Ismail B. Cenk,
Tekin Balkic
Selma Altuntaş,
Pelin Moda,
Bedri Engin,
Nazmi Dogan,
Sevda Suner
Sezer Aşkın,
H. Datvan,
Salih Demir,
Nizamettin Duran
A. Demir
Melahat Baykara,
ismail çekmez.
Aydin Nizam
Uğur Demir
Ismail B. Cenk,
Tekin Balkic
Selma Altuntaş,
Murat Koç
Filiz Serin,
Nedim Serin,
Vedat Koçak,
Salih Birdal,
Filiz Serin,
Nedim Serin,
Vedat Koçak,
Salih Birdal,
Ahmet Meriç
Mustafa Gur,
Hasan Zafer
Bahar Ünsal
Osman B.
Ayse bahar
Metin Maslak
H. Maslak
Dilek Solak
zeynep içkaya
Sevda maslak
Sercan Gezmiş
Aynur Balkaya
İpek Doğan
Nazım Doğan
Murat Doğan
esin erkan
Beyhan erdem
n. erdem
İsmail Deniz
Ayten BARAK
Ugur Birdal
Ahmet Tan
Yıldırım Kongar
Selma Kongar
Birol Aytekin
Hatice Gül
Ibrahim Erkin
Kemal erdem
Rıza Akdemir
Mehmet Coskun
Hüseyin demir
fethi killi
Yeliz Ender
Mustafa Ender
Ugur Basak
Kemal Dektaş
Ayten Ilkdal
Nuri Aktanır
Metin Koc
Sevgi Ender
Burhan Kulakçı
Oğuz Duran
Burcu Kanter
Aysel kanter
Erol kanter
Layla SOLGUN
M. Oktay
Kemal Aktas
Yelda tekinoglu
Orkun Keskin
T. Vural
Oğuz şen
Nur Şen
Ismail çaykara
Burhan Orkal
D. Kahan
Seher Yıldız
Esra akkaya
Mehmet Uzan
Yeliz IŞIK
Seyhan İlknur
Osman Çekiç
esma yıldız
Murat Çetindal
Ali OkyarMusa Tekin
Aslı Birdal
Nazmi Doğan
İnci Gür
L. Okar
Mustafa Karkaya
Omer Aytac
Mürsel Bozkır
Zeynep Şengül
Gülcan Iğsız
Murat Nidar
şemsi Kaya
Ayten Ekşi,
Eda leman
nermin ışıl
D. Polat
Kadir Erdem
Serdar OKTAY
Mehmet Özdemir
Mustafa Erkan
Nuri AKTAS
Emine AKTAS
O. Kadir Ergun
Metin Kurca
Sedat Isiklar
Filiz Bag
Kadir Baskale
Sevim Varlik
Hasan Mesut Akkaya
Necmi Guler
Erhan Isguz
Meral Okur
Bilge Okyaz.
Kemal Koç
L. Mirakoğlu
Oktay Kızılcık
Mehmet Yavuzgil
Erdal Polat
Hüsnü oktay
k. Sankay
Ahmet tekin.
Semra Kaya
Mustafa Çiçek
Kayhan Göçkaya
Erdal Solgun
Mehmet Solgun
Esra Solgun
N. Altik
Oguz Karakış
Leyla Mert
Işık mert
D. Öksüz
Erdem Yılmaz
Ayse Eltan
S. Guner
M. Deniz Ok
Mehmet İnce
Huseyin Cinar
Meltem Cinar
Berk Cinar
L. Demirkaya
Huseyin Çilek
Ayten Irmak
D. Okdere
Ali Uskan
Berdan Temiz.
H. Baskale
Murat Gülay
Esra Gülay
Mustafa Akyol
A. jale Kol
M. Kol
Tamer Oktay
Aslan Burukoglu
I. Demir
Nurettin Akdal
Uzan Kara
ismail Igdır
Nuri Şen
Hasan.Y. Balci
Mehmet Yucel
Mustafa Gur,
Hasan Zafer
Bahar Ünsal
Osman B.
Ayse bahar
Metin Maslak
H. Maslak
Dilek Solak
zeynep içkaya
Sevda maslak
Sercan Gezmiş
Aynur Balkaya
İpek Doğan
Nazım Doğan
Murat Doğan
esin erkan
Beyhan erdem
n. erdem
İsmail Deniz
Ayten BARAK
Ugur Birdal
Ahmet Tan
Yıldırım Kongar
Selma Kongar
Birol Aytekin
Hatice Gül
Ibrahim Erkin
Kemal erdem
Rıza Akdemir
Mehmet Coskun
Hüseyin demir
fethi killi
Yeliz Ender
Mustafa Ender
Ugur Basak
Kemal Dektaş
Ayten Ilkdal
Nuri Aktanır
Metin Koc
Sevgi Ender
Burhan Kulakçı
Oğuz Duran
Burcu Kanter
Aysel kanter
Erol kanter
Layla SOLGUN
M. Oktay
Kemal Aktas
Yelda tekinoglu
Orkun Keskin
T. Vural
Oğuz şen
Nur Şen
Ismail çaykara
Burhan Orkal
D. Kahan
Seher Yıldız
Esra akkaya
Mehmet Uzan
Yeliz IŞIK
Seyhan İlknur
Osman Çekiç
esma yıldız
Murat Çetindal
Ali OkyarMusa Tekin
Aslı Birdal
Nazmi Doğan
İnci Gür
L. Okar
Mustafa Karkaya
Omer Aytac
Mürsel Bozkır
Zeynep Şengül
Gülcan Iğsız
Murat Nidar
şemsi Kaya
Ayten Ekşi,
Eda leman
nermin ışıl
D. Polat
Kadir Erdem
Serdar OKTAY
Mehmet Özdemir
Mustafa Erkan
Nuri AKTAS
Emine AKTAS
O. Kadir Ergun
Metin Kurca
Sedat Isiklar
Filiz Bag
Kadir Baskale
Sevim Varlik
Hasan Mesut Akkaya
Necmi Guler
Erhan Isguz
Meral Okur
Bilge Okyaz.
Kemal Koç
L. Mirakoğlu
Oktay Kızılcık
Mehmet Yavuzgil
Erdal Polat
Hüsnü oktay
k. Sankay
Ahmet tekin.
Semra Kaya
Mustafa Çiçek
Kayhan Göçkaya
Erdal Solgun
Mehmet Solgun
Esra Solgun
N. Altik
Oguz Karakış
Leyla Mert
Işık mert
D. Öksüz
Erdem Yılmaz
Ayse Eltan
S. Guner
M. Deniz Ok
Mehmet İnce
Huseyin Cinar
Meltem Cinar
Berk Cinar
L. Demirkaya
Huseyin Çilek
Ayten Irmak
D. Okdere
Ali Uskan
Berdan Temiz.
H. Baskale
Murat Gülay
Esra Gülay
Mustafa Akyol
A. jale Kol
M. Kol
Tamer Oktay
Aslan Burukoglu
I. Demir
Nurettin Akdal
Uzan Kara
ismail Igdır
Nuri Şen
Hasan.Y. Balci
Mehmet Yucel
No comments:
Post a Comment