Tuesday, June 4, 2013

AKP'NİN POLİTİK İSLAMCILIĞI İFLAS YOLUNDA!

Taksim'e, Ermeni ve Rum'ların kemiklerinin gömülü olduğu yere muhteşem bir cami, gezeğenin en büyüğü  en pahalısı muhteşem bir cami kurulacak ve adı da Erdoğan camisi olacaktı. Böylece muhteşem Erdoğan, kendisini ondan sandığı, yolundan gittiği Osmanlı sultanlarının devamlılığıyla şahlandıracak, Sunni Müslüman'ların önderliğini buradan, bu muhteşem camiden ilan edecekti! Bu hayal gerçek olmadan sönme yoluna giridi.
Dev adımlarala ilerleyen Bilim ve tekniğin beklenmeyen işlevlerinin de olduğunu bir anlık olsa da unutan Erdoğan, bazı geri dönüşlerin ne kadar tehlikeli sonuçlara yol açtığını gecikerek fark etti. Modern teknikle insanlar arasında değişen kominikasyon yöntemlerinin tamamıyla kapalı sanılan kaba ailesel diktacı Arap rejimlerini nasıl çökerttiğini unutması veya görmemezlikten gelerek Twitter'e saldırması, diğer meslekdaşları Arap liderlerinden farklı olmadı!
Mübarek, zora düştüğünde İnternet'i kapatmıştı, Erdoğan bu adımı daha sonraları atabilir.
Erdoğanland macerası, Enverland macerasına dönüşüyor! R. T. Erdoğan'ın bütün ilkel toplumları İslam bayrağı altında birleştirme macerası iflas yolunda...Osmanlı'nın mirasçısı rolüne bürünen Erdoğan diktatörlük yolunda tökezlemeye başladı. AKP, tepeden sallanmaya başladı, Abdullah Gül bu fırsatı kullanarak en yakın rakibini ekarte etmeye hız veriyor. Gemiyi terk süreci kaçınılmazdır.
 
Diğer yandan, dişleri tümden sökülemeyen TSK pusuda bekliyor ve muhtemelen kaosdan sonra şansını yeniden deneyecektir. Askeri müdahale tabloda görünmeye başladı. MİT'in bütün subayları dinleme ve takip için birincil dereceden emir alması bu yöndedir. Bu nedenle AKP rejimi, generalleri Suriye'ye sokmaya kararlı görünüyor. TSK 'nin daha da yıpranması AKP rejimi için olmazsa olmaz bir şarttır. Erdoğan'ın bütün olayların ortasında, Suriye'ye saldırı noktasını esas alarak, diğer Sunni Arap rejimlerini örgütlemek için Fas ve diğer İslami dikta rejimlerini yanına alma çabaları, Suriye'ye özgürlük değil, bir kurşunla çok kuş vurma gayretlerinin bir göstergesidir.
Erdoğan'ın Kuzey Afrika gezisinden vazgeçmemesi Suriye'ye giriş planlarının ne kadar ciddi bulduğunu gösteriyor. Esas amaç Esad değil, ''kafir'' orduyu bir yerlere sokup onlardan da bir an önce kurtulmak ve orada kendisine bağlı yeni Sunni diktaları inşa etmektir. Irak tarafını şimdilik Sunni islam'a sarılan Abdullan Öcalan çaşı vasıtasıyla garantiye alan Erdoğan, Suriye'de  kurulacak yeni bir Sunni dikta rejimi ile de Ürdün ve Filistin yolunu sağlama almaya çalışıyor. Hamas ve Suriye'de örgütlenen şeriatçı örgütler, Mısır ve Libya'nın Müslüman kardeşler örgütü Erdoğan'ı lider olarak benimsemeye başladılar.

OSMANLI TORUNU ERDOĞAN!

Osmanlı dönemini hayal eden Erdoğan'ın şu an ziyaret ettiği Arap ülkelerinde halk zulüm va baskı altında inim inim inliyor. Erdoğan'ın Kuzey Afrika'da Sudan, Fas ve diğer ilkel Sunnici İslam diktalarını desteklemesi hangi özgürlüğe tekabul ediyor?
Osmanlıcı R.T.Erdoğan kendisine karşı çıkmayan Sunni İslamcı diktalara karşı değil, onların koruyucusudur.
Demokratlık postuna bürünen AKP rejimi başta Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar olmak üzere yeryüzünün en zorba şeriatçı diktatörlüklerinin yandaşıdır, onların desteğinde Suriye iç savaşında ki görevlerini tamamıyla yerine getirmektedir.
Kadafi'nin tasfiyesi emrini veren başta Suudilerdi. Suudiler, Kaddafi ve Esad gibilerini yaramaz çocuk gördükleri için onları istemiyorlar. Yoksa Libya'ya veya Suriye'ye hürriyet getirmek değil...! Nitekim tüm bu ülkelerde Suudi ve AKP desteğinde aşırı dinci diktalar inşa edilmiştir. AKP, Suudi barbarlığının kendilerine verdikleri görevlerden hangi özgürlüğü anlıyorlar! Abdullah Gül, yeşil sermayenin merkezi olan Arap bankaları birliğini en uzun yönetenlerdendir. Şimdiki AKP rejimi Sunnici Arap İslami diktatörlüklerinin en büyük destekçisidirler.


POLİTİK İSLAM DEMOKRASİ İLE BAĞDAŞMAZ.
 

Yıllarca Batı'yı alavere dalavere ile uyutan AKP cemaatleri, ırkçı dinci tarikatlar, ılımlı İslam adı altında büyük güç topladılar. Batıdaki bazı geri parti ve otoriteler bu sinsi yalan dolanın etkisinde kalarak kendileri de bataklığa battılar. Avrupa'da sosyalist geçinen bir sürü gurup ve parti nerdeyse Erdoğan'cı kesildi..Mısır'da Müslüman Kardeşler iktidarında ülke bir şeriat devleti karanlığına doğru sürükleniyor. Mısır'da olan bitenler bir dogmalar bütünü olan İslam ile demokrasinin bağdaşamayacağını bir kez daha ortaya koyuyor. AKP rejiminin geldiği nokta bir daha gösteriyor ki, İslam ile Demokrasi kesinlikle bir biriyle bağdaşamaz. İslam tabiatı gereği anti- demokratik olmak zorundadır. Türkiye örneğinde olduğu gibi bütün bu cemaat ve tarikatlar her zaman askeri diktatörlüklerin yanında yer almışlardır. Bugünkü rejimin temelleri 12 eylül askeri cuntasından sonra atılmıştır. AKP kadroları askeri kliğin çizdiği politik sistemin ürünleridirler. AKP kadrolarının yaklaşık yüzde 64'  ünü sağlayan sertlik yanlısı Nakşıbendi tarikatı, Erdoğan'ın tam diktatörlüğünü isterken, son olaylardan sonra yeniden mevzi kazanmaya başlayan Fetullah tarikatı arasındaki rekabet yeni boyutlar kazanacaktır. Gül ve Arınç şimdi bu hizipleşmeye yeni bir ivme kazandırıyorlar.

No comments:

Post a Comment